« Avrupalı ortaklarımızla birlikte amacımız mümkün olan en kısa sürede ateşkes sağlamak ve bu çatışmanın diplomatik ve barışçıl bir şekilde çözümlenmesi olasılığını güvence altına almaktır». [el] [en] [fr]
Fransa, Rusya Federasyonu silahlı kuvvetlerinin Ukrayna’da 24 Şubat’ta başlatmış oldukları ve bir aydan uzun süredir devam eden planlı, kasıtlı ve haksız saldırısını şiddetle kınamaktadır. Bu saldırı uluslararası hukukun tüm normlarını ihlal etmektedir. Birleşmiş Milletlerin en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı 16 Mart 2022’de aldığı kararla Rusya’ya Ukrayna’daki askeri operasyonlarını «derhal askıya alma» çağrısında bulunmuştur. BM Genel Kurulunda 141 ülke Rusya’nın savaş tercihini kınamıştır.
Bu savaş gerçekten de bir tercihtir; Rusya’nın komşusunu kendi isteklerine boyun eğmesi için işgal etmeyi seçmesidir. Rus makamlarının tekrar tekrar yapmış oldukları açıklamalar, Moskova’nın Ukrayna’nın egemenliğini ve halkının iradesini inkâr etme niyetinde olduğunu göstermektedir. Rusya, kendine ait olduğu iddiasından hareketle Ukrayna’nın bir nevi «neo-kolonizasyonuyla» revizyonist bakış açısı ile geçmişi yorumlayarak hareket etmektedir. Bu, yanlı bir tarih okumasına dayanan toprak iddiaları açısından tehlikeli bir emsal teşkil etmekte ve potansiyel olarak tüm bölgelerin istikrarını riske atmaktadır.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik acımasız saldırısı, Donbass ve dünyanın dört bir tarafında bu tür trajediler yaşamış halklara hakaret niteliğinde olan hayali soykırım iddiaları sadece bir bahaneydi. Aynı nokta NATO’nun Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bu yana genişlemesinin yarattığı tehdit hakkındaki Rus söylemi için de geçerlidir. NATO, üyelerinden birine karşı saldırı durumunda üyeleri arasında dayanışma ilkesine dayanan bir savunma ittifakıdır. Saldırıya uğramak bir tarafa, Rusya asla tehdit dahi edilmemiştir. Müttefikler, Rus güvenlik kaygıları konusunda somut bir diyaloğa girmeye hazır olduklarını somut önerilerle göstermişlerdir Rusya bu teklifi görmezden gelmiş ve askeri saldırganlık yolunu seçmiştir.
Ne NATO ne de Fransa Rusya ile savaş halinde değildir. Bu savaşın sona ermesi, hem Kıbrıslıların hem de Fransızların tarihi ilişkilerinin bulunduğu Rusya ve Rus halkının menfaatinedir. Karşılaştıkları risklere rağmen barış için seferber olan Rusların cesaretini selamlıyoruz. Rusofobi söz konusu değildir ve Fransa, totaliterliğe karşı savaşan Rusları her zaman içtenlikle karşılayan bir ülke olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Çatışmaya taraf değiliz ancak haksız bir işgale karşı kararlılıkla ve kahramanca mücadele eden Ukrayna makamlarının ve halkının yanındayız ve onları destekliyoruz. Gerçekler açık ve tartışma konusu olamayacak niteliktedirler: Saldırganlar Rusya ve Belarus’tur, saldırılan ise Ukrayna’dır.
Suriye ve Çeçen örnekleri, Rus liderliği altında kuşatmaların nasıl yapıldığını ve neye yol açtığını göstermiştir: İnsan hakları ve insani hukukun ihlali, sivil nüfusun bombalanması, sivilleri sudan, elektrikten ve iletişimden mahrum bırakan kuşatma mantığı. "Kendi" olmak isteyenlere böyle mi davranılır? Sivil nüfusun araçsallaştırılması, özellikle Rusya’ya doğru insani koridorların açıldığını duyurmak ve böylece Ukraynalılara saldırıyı gerçekleştiren ülkenin topraklarına doğru tahliye edilmelerini önermek, Rusya’nın alaycı ve ikiyüzlü bir yaklaşımıdır. Korunmaya ihtiyacı olan kadın, çocuk ve erkeklerin güvenliğini sağlamak ve çatışma bölgesinden ayrılmalarına yardımcı olmak için insani aktörlerin müdahale etmesine izin vermeyen bir iletişim aracıdır. Marioupol’daki durum kritiktir ve nüfusu için insani bir operasyon yürütmek amacıyla Yunanistan ve Türkiye ile birlikte çalışıyoruz. Bu üç ülkenin en önemli mesele olan hayat kurtarmak amacıyla birlikte çalışıyor olmaları önemli bir işarettir.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığını yürütüyor olmamız nedeniyle Fransa’nın adımı daha da büyük bir önem kazanmıştır; öncelikli hedef Avrupalı ortaklarımızla birlikte, ateşkes sağlanması amacıyla Rusya açısından savaşın maliyetini artırmak ve bu çatışmanın diplomatik ve barışçıl bir çözümlenme olasılığını güvence altına almaktır .
Avrupa’nın dayanışması, Rus liderliği ve ekonomisi üzerinde büyük sonuçları olan benzeri görülmemiş yaptırımların hızla benimsenmesine olanak tanımıştır. Kıbrıs, Putin’in tutumunu barış yönünde etkilemek üzere benzeri görülmemiş bu çabaya tam destek vermiştir. Alınan önlemlerin ekonomik sonuçları göz önüne alındığında Kıbrıs ’ın ortaya koymuş olduğu kararlılık daha da önem kazanmaktadır. Avrupa’da değerlerimizi, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi savunmanın bir bedeli vardır; ancak bunu yapmamak bize daha da pahalıya mal olacaktır. Tüm Avrupa ülkelerinin ekonomileri, yaptırımlardan değil, Rusya savaşının doğrudan sonuçlarından etkilenmektedir. Enerji ve tahıl fiyatları yükseldi. Yalnızca Avrupa üzerindeki etkiyi azaltmak için değil, ama aynı zamanda dünya üzerindeki etkiyi de azaltmak amacıyla dayanışma göstermeliyiz: Avrupa Komisyonu, Covid aşılarında olduğu gibi ortak enerji alımları yapma yetkisine sahip olacak ve Fransa özellikle Afrika’yı desteklemek için G7’nin de desteğiyle küresel gıda güvenliği için bir acil durum planı önermiştir.
Rus işgalinin neden olduğu Ukrayna’daki insani durum karşısında ve Ukrayna makamlarının talebine cevap olarak Fransa, çatışmadan etkilenen nüfus için 100 milyon Euro ederinde bir mali paket seferber etmiştir. Avrupalı ortaklarıyla birlikte Fransa insani operasyonlar yürütme ve hem Ukraynalı hem de diğer vatandaşları, kadınları ve erkekleri sınır ülkelerinde veya başka yerlerde güvenliğe kavuşturmak için çatışma bölgelerinden tahliye etme çabalarını sürdürmektedir.
Ukrayna’ya göstermiş olduğumuz dayanışma Ukraynalıların meşru savunmalarını yapabilmelerini sağlamak için maddi yardımları da içermektedir.
Aynı zamanda Fransa, Avrupa’nın doğu kanadındaki müttefiklerini desteklemek için kararlı ve seferber olmuş durumdadır. Cumhurbaşkanı tarafından ortaklarımıza ve müttefiklerimize söz verdiğimiz gibi NATO’nun duruşunu ve güvencesini güçlendirmeye yönelik tedbirlerin bir parçası olarak sahadaki askeri varlığımızı güçlendirdik. Mesela, Akdeniz’de uçak gemisi Charles de Gaulle ve uçak gemisi savaş görev grubu, geçen şubat ayında Limasol’da durduktan sonra kendilerini bu göreve adamışlardır.
Bu savaş diplomatik kanallarla çözümlenmeli. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Zelensky ile sürekli temas halinde ve birkaç kez de Cumhurbaşkanı Putin ile görüşmüştür. Fransa diplomatik kanalları açık tutacaktır. Herkesin Rus askeri saldırılarını durdurması ve Rus birliklerinin Ukrayna topraklarından çekilmesi için sahip olduğu nüfuzu kullanması önemlidir.
Salina GRENET-KATALANO,
Fransa’nın Kıbrıs Büyükelçisi